dizlerimin üzerinde yaşamaktansa ayaklarımın üzerinde ölürüm
sevgini sunarsın insanlara nefretleriyle uzaklaştırırlar ellerini önce kalbini kırarlar sonrada hayallerini
evren yalnızlıktanda küçükmüş meğer düşlerimmiş asıl sonsuz olan
evren umutlardanda küçükmüş mutsuzluk daha büyükmüş meğer
bir kadının en güzel aşk mektupları hep ihanet ettiği erkeğe yazdıklarıdır
yağmur, mutluluğuma gölge düşürmek için yağıyorsa ben aldırmıyorum maksadı yüzümü ıslatmaksa ben zaten ağlıyorum
unuttum demek bile hatırlamaktır
ve benim en çok sevdiğim söz
şimdi bulabildiğim bütün soru cümlelerini üst üste yığıp bulabildiğim en merhametli cevabın dizlerine yaslamak istiyorum başımı. Bulabildiğim en müşfik cümlenin önünde bi an olsun düşünmeksizin iyiden iyiye bitik yorgun vücudumu yere bırakmak istiyorum uzanmak ve hangi günahtan kalma olduğunu kestiremediğim acıların yorgunluğunu bir parça olsun üzerimden atmak istiyorum
söz değil paragraf oldu birazcık ama neyse